Živjo, dober dan! Slovence merhaba, iyi günler çünkü Slovenya’nın başkenti Ljubljana’dayız. Nasıl okunuyor bu şehrin ismi yaaav diyebilirsiniz, cevap veriyorum ‘Lubliyana’ ve sevgili anlamına geliyor. Şehirdeki yeşil alanların fazlalığı ve çevre dostu yapısından dolayı 2016 Avrupa Yeşil Başkenti seçilmiştir. Yüzölçümü küçük ve nüfusu da az bir şehirdir. Diğer Avrupa başkentlerine göre küçük bir şehir olmasına karşın tarihi çok eskilere dayandığı için şehirde gezilip görülecek yerler bir o kadar güzel ve şehrin gerçekten kendine has bir ruhu var.
Ljubljana Kalesi
Ljubljana, Ljubljana Nehri’nin iki tarafına kurulmuş bir şehirdir. Şehrin tepesinde de oldukça büyük, şehrin neredeyse her açısından görülebilen bir kale var. Kale 12.yüzyılda yapılmış ve şehrin ilk merkezi de burasıymış ancak zamanla yerleşim kalenin dışına taşmış. Kale tepesinden şehri panaromik olarak izleme fırsatı doğuyor.
Preseren Meydanı ve Üçlü Köprü
Adını Slovenya’nın en ünlü şairi olan France Preseren’den alan Preseren Meydanı şehir hakkında genel bir fikre sahip olmak ve fotoğraf çekmek için ideal ortama sahip. Ortasında şairin heykelinin bulunduğu Preseren Meydanı’ndaki merdivenlerde güneşlenebilir, pazardan aldığınız meyveniz elinizde mimarilere hayran hayran yürüyebilir ve sokak müzisyenlerinin performanslarını izleyebilirsiniz. Şair Preseren sağlığında sevgilisi Julija Primic’a şiirler okurmuş. Bu durumu sembolize etmek için de meydandaki Preseren heykelinin yüzü bir binaya bakmaktadır. Baktığı binadaki 4 numaralı evin penceresinde gözlerini Preseren’e dikmiş bir kadın büstü vardır.
Heykelin arkasındaki kilise de kırmızı rengi ile meydana ayrı bir hava katıyor. Meydanın en güzel köşesi ise Ljubljana nehrinin diğer tarafına bağlanan üçlü köprü Tromostovje. Üçlü köprü şehrin modern kısmı ile eski şehir meydanını birbirine bağlıyor. Üç kısımdan oluşan köprünün iki kısmı yayalar, bir kısmı da araçlar tarafından kullanılıyor. Yapıldığı ilk zamanlarda ahşap olan bu köprü zamanla taş köprü haline getirilmiştir.
Kırmızı kilise ve Preseren Heykeli
Şehrin bir diğer sembolü ise ünlü ejderha köprüsüdür. Köprünün efsanesi ise şöyle; yunan kahramanlarından Jason, Kral Aites ile savaşıp onu yendikten sonra güneye gitmeye karar vermiştir. Ancak güneye doğru giderken yanlışlıkla Ljubljana’ya gelmiştir (yanlışlıkla Ljubljana’ya gelmek miii, Allahım nasip et :D). Nehir kıyısında onu bekleyen dev bir ejderha varmış ve ejderha ile dövüşüp onu da yendikten sonra Ljubljana’ya yerleşen ilk insan olmuştur.
Ejderha Köprüsü
Nehrin her iki kıyısında da birbirinden güzel kafeler, restaurantlar, barlar ve müzeler var. Haftanın bir günü kale tarafında kurulan antika pazarı da şehrin keyif veren taraflarından. Kısacası Ljubljana gezerken dönüp dolaşıp kendinizi sürekli şehir meydanında bulacağınız ufak ve keyifli bir şehir. Son olarak, Tivoli parkını ve şehir merkezine 1 saat uzaklıklarıyla bilinen Bohinj ve Bled göllerini görmeden kesinlikle dönmeyin. Maalesef ben göremeden döndüm ama bir dahaki sefere kesinlikle göreceğim çünkü resmen görsel şölen 😀
Bled Gölü
Bohinj Gölü
Ljubljana yazımın şarkısı da slovenyalı grup Ansambel bratov Avsenik’den Na Golici olsun. Ezgisi sizi Slovenya’nın yeşilliklerine, dağlarına, bağlarına, bahçelerine götürecek eminim ve son kararım 😀 Umarım keyif aldığınız bir yazı olmuştur, bakalım Ljubljana’dan sonraki durak neresi olacak ? 😛
[…] ulaşabiliyorlar. Gezi bölümünde site içerik yazarları Bursa, Amsterdam, Paris, Semerkant ve slovenya’nın başkenti ljubljana şeklinde paylaşımlar […]
[…] bilim, gastronomi, teknoloji alanlarında faydalı bilgileri sitede bulabiliyor. Söz gelimi, slovenya’nın başkenti ljubljana hakkında detaylı bilgiler sitede yer alıyor. Buna ek olarak, başka birçok kent hakkında […]
[…] alınıyor. Birbirinden farklı ülkelere yönelik çeşitli değerlendirmeler burada yapılıyor. Slovenya’nın başkenti Ljubljana hakkında merak edilenlere ilgili yanıtlar […]
[…] için hangi ülkenin başkenti hangisi buna yönelik bazı araştırmalar yapıyor. Bu sitede Slovenya’nın başkenti Ljubljana ve diğer ülkelerin başkentleri hakkında birbirinden faydalı bilgilere yer […]