Frankfurt ekolü nedir ve kimler tarafından kurulmuştur? sorusu felsefe öğrencilerini uğraştıran sorulardan birisidir. 20 yüzyılın en önemli düşünce akımlarından birisi de Frankfurt ekolüdür. Bu ekol daha çok eleştirel teori etiketiyle de anılır.
Kuruluş tarihi 1923 ve anavatanı Almanya’dır. Bu ekol aslında daha önce Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü çatısı altında araştırma yapan bir grup müzikolog, sosyolog, siyaset bilimci ve felsefeciden oluşuyor. Ama daha sonra bu grup bir düşünce akımı olarak yola devam etmeye karar veriyor.
Frankfurt Ekolü Neyi Eleştiriyor?
Frankfurt Ekolü’nün eleştirel sistem olarak anılmasının nedeni ekoldeki düşünürlerin çoğunun Marksist düşünceyi benimseyerek onu temel alarak o dönemki tüketim toplumunun geldiği aşamayı ve özelliklerini eleştirmeleridir. Marksizm’i de eleştirel bir yaklaşımla geliştirmeyi hedefleyen okulun üyelerinin çıkış noktalarından birisi, yaşadıkları dönemde Nazizm’in etkisidir.
Pek çok üyesi Yahudi olan okuldakiler Nazizm’den çok etkilenmiştir ve bunun insanlık tarihinde karanlık bir leke olarak kalacağını, hiç unutulmayacağını iddia etmiştir. Öte yandan Sovyetler Birliği’ndeki sosyalizmin çözülme süreci de okulun etkilendiği olaylardan birisidir. Doğu Avrupa’da etkin olan bütün sosyalist rejimlerin çökmesi de bu okulun çıkışında etkilidir.
Frankfurt Ekolü Düşünürleri
Frankfurt Ekolü’nün kurucuları arasında yer alan ve daha sonra Yahudi düşmanlığının ilerlemesi ile birlikte Amerika’ya sürgün edilen Max Horkheimer ve Theodor Adorno okulun en önemli düşünürleri arasındadır. Hem bireysel hem de birlikte yazdıkları çalışmaları 20. yüzyıl düşüncesini çok etkilemiştir.
Onlardan sonra okulu devam ettirenler arasında ise Walter benjamin ve Herbert Marcuse sayılabilir. Günümüze en yakın olan ve ilteişimsel bir eylem felsefesi eşliğinde eleştirel düşünceyi yeniden geliştirmeyi hedefleyen ekolün devamcısı ise Jürgen Habermas’tır.
Marksizm’in Geliştirilmesi
Bilindiği gibi Marksizm ekonomik ilişkilerin siyasal ve toplumsal düşünceyi belirlediği konusunda bir vurgu yapar. Frankfurt Ekolü temel olarak bu düşünceye katılsa da bu teorinin kültürel ağlar, işbölümü, iş, bürokrasi ve bürokrasinin görünen ve görünmeyen ilişkileri konusunda teoriyi daha genel bir eleştirel zemine çekmeye çalışmıştır. Bu ekolün düşünürlerinin iddiaları ve eserleri 20. yüzyıl felsefesinin üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.